ORGANİZASYON ŞEMASI
12 Eylül döneminde, Divriği hattındaki tünellere yasadışı sloganlar yazılması üzerine, askerler Erzincan Gar Müdürünü sorumlu tutmuşlardı. Gar Müdürünün, “hattı cariden ben sorumlu değilim, oranın yetkilisi Yol Servisidir” savunmasına, askerler anlam verememiş ve “bu kadar çok başlılık olur mu” diye tepki göstermişler.
Onlara anlamsız gelmişti, Yol Şube şefinin ayrı bir Kuvvet, Depo Müdürünün daha farklı kuvvet olması, Gar Müdürünün hiç birisine karışamayışı, bütün birimlerin bağımsız olup, birbirine söz geçiremeyişi, başıbozukluk olarak görülmüştü.
Demokratik hayata geçişten sonra ise, TCDD bünyesinde üretilen Yük Vagonları için Sivas’ta, Yolcu vagonları için Adapazarı’nda, Lokomotifler içinse Eskişehir’de üç ayrı Genel Müdürlük kurduk. Bunlardan maksat, kurumu küçültmek ve bürokrasiyi azaltmaktı. İşte bu yüzden, üç tane yeni Genel Müdürlük, bunların üstünde ve altında Yönetim kurulu üyelikleri, Daire Başkanlıkları ve birim Müdürlükleri oluşturuldu. Bilindiği üzere yolcu ve yük vagonlarıyla, lokomotifler zaten TCDD bünyesinde üretiliyordu, yukarıda sayılan Genel Müdürlüklerin kurulmasından sonra da, üretilen mamullerin üzerine “kuş kondurmuş” değiliz. Dedik ya, maksat, kurumu küçültmek ve bürokrasiyi azaltmaktı.
Sanırım Ilgın İstasyonunun Şikâyet Defterini okurken fark etmiştim.
Günümüzden 60 veya 70 yıl öncesinde TCDD müşterilerinden birisi İstasyon personelini şikâyet ediyor. Yapılan Soruşturma sonucunda, “Demiryolcuların doğru işlem yaptığına dair” ilgili Daire Başkanlığınca cevap verilirken,
İmza sahibinin unvanı dikkatimizi çekiyor.
İmza “Hareket ve Hâsılat Daire Başkanı” .
Kapsama alanına dikkatinizi çekmek istiyorum.
Düşünebiliyor musunuz? Bizler o Daireyi Önce Hareket Dairesi ve Hâsılat Daireleri olarak ikiye ayırdık. Hâsılat Dairesini ise Ticaret Dairesi yaptıktan sonra, tekrar ikiye ayırdık. Daha pek çok Daire Başkanlığının sayısını, bölünmeler yoluyla artırdık. Yeni Servis ve Şube Müdürlükleri oluşturduk. Şu an ki Daire Başkanlıklarının sayısını sorsalar, hesaplama yapmadan cevap veremezsiniz.
İşte bu dönemlerden birisinde, Milletvekillerinin espri kaynağı oldu, “Demiryollarında, her iki kişiden birisi Müdürdür” sözü. Hatta bazı birimlerde memur sayısının amir sayısından daha az olduğunu görmeye başladık.
Yazımızı günün anlam ve önemine dair bir fıkra ile bitirelim.
Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verilmiş. Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçmiş. Daha sonra ise,
Büyük gün geldi ve iki takımda, kendini hazır hissediyordu. Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar…
Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı. Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi. Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.
Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
Türk Takımında ise 1 kişi kürek çekiyor, 8 kişi dümeni kullanıyordu.
9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere YENİDEN YAPILANDI.
YENİDEN YAPILANMA şekli şöyleydi;
– 4 Dümen Müdürü,
– 3 Bölgesel Dümen Müdürü,
– Kürek çekmekle görevli kişinin performansından sorumlu 1 Dümen Başkanı
– ve 1 kürek çekme elemanı.
İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar. Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti. Müdürler bir yıl boyunca, her gün toplantı yaptılar. Toplanıp toplanıp kararlar aldılar.
Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu ve müdürlerin “sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı”, yeni ihdas edilen makamlara atamaları yapıldı.
NOT: Yukarıda anlatılan husus sadece bir fıkra olup, son 20 yılda olup bitenleri gözünüzün önüne getirdiğinizde, gerçekle ilgisi olmadığını göreceksiniz.
Muammer UZUN
1981 Mezunu