TÜRKİYEDE EMEKLİ OLMAK
Zamanı gelince yani hizmet sürenizi ve yaş sınırınızı tamamladığınızda sizlerde emekli olup bizlerin arasına katılacaksınız. Bu yazımda kendimin veya bir başka emekli arkadaşımın yaşam hikayesini değil emeklilerin genel bir profilini çizmeye ekonomik ve sosyal sıkıntılarını anlatmaya çalışacağım.
Emeklinin tanımını yaparak konumuza girmek sanırım daha doğru olacaktır. Emekli eski deyimle mütekaidin sözlük anlamı; bir yere çekilip oturan veya maaş ve ücretlilerin belirli bir süre sonunda işten ayrılmaları demektir. Diğer bir tanım ise; belirli süre çalıştıktan sonra yasalar gereği işi ile ilişiği kesilerek kendisine aylık bağlanan kimseye emekli denmektedir. Bu tanımlamayı yaptıktan sonra emeklilerimizin yaşam koşullarını, aldıkları emekli aylıklarını, çektikleri sıkıntıları daha iyi anlayabilmek ve anlatabilmek için bazı tespitler yapmaya çalışacağım.
1- Temmuz 2013 itibarı ile çalışmakta olan Genel Müdür 6.745.00 TL, Genel Müdür Yardımcısı 5.801.00 TL, Daire Başkanı 5.364.00 TL Şube Müdürü 3.337.00 TL 8/1 derece Memur 2.364.00 TL maaş almaktadırlar. 30 yıl hizmet üzerinden emekli olmuş Genel Müdür 4.402.00 TL, Genel Müdür yardımcısı 2.962.00 TL, Daire Başkanı 2.547.00 TL, Şube Müdürü 1.569.00 TL, 8/1derece Memur ise 1.138.00 TL emekli aylığı almaktadır. Çalışmakta iken 30 yıl hizmet sonucunda emekli olan emekli olan; Genel Müdür maaşının %65’ini, Genel Müdür Yardımcısı %51’ini, Daire Başkanı %47’sini, Şube Müdürü %46’sını ve Memur ise %48’ini emekli aylığı olarak alabilmektedir.
2- Türkiye İstatistik Kurumunun hesaplamalarına göre 2012 yılında enflasyon % 6.16, 2013 Eylül sonu itibarı ile 9 aylık enflasyon % 5.01 2012 yılının aynı ayına göre ise göre yıllık enflasyon %7.88, emekliyi en çok ilgilendiren gıda fiyatlarındaki %11.78 olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca bir yıl içerisinde Doğal Gaza % 34, Kömüre %25, Elektriğe %18, Ulaşıma %20 ve Sağlık hizmetlerine %11 zam yapılmıştır. Türk-İş Konfederasyonunun TÜİK verilerine göre yaptığı araştırmalara göre; 2012 yılında açlık sınırı yani 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için gıda harcaması ortalama 948.00 TL, Eylül 2013 de ise 1.032.00 TL, yoksulluk sınırı yani gıda harcamasının yanı sıra giyim, konut (kira,elektrik,su ve yakıt) ulaşım, eğitim ve sağlık harcaması 2012 yılında ortalama 3.090.00 TL, Eylül 2013 de ise 3.362.00 TL olmuştur.
3- Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2011 yılında yapığı bir araştırmaya göre iki kişilik bir emekli ailesinin; bir aylık gıda harcaması 400.00 TL, elektrik, su, yakıt, ulaşım, temizlik ve sağlık harcamaları 350.00 TL olmak üzere asgari aylık giderler toplamı 750.00 TL olmaktadır. Aynı şekilde Derneğimizin (DESYAD) 2012 yılında yaptığı bir çalışmaya göre, kendisine ait evde oturan yani kira vermeyen iki kişilik bir emekli ailesinin asgari koşullarda yaşamını devam ettirebilmesi için bir ay içerisinde; mutfak giderleri için 420.00 TL, temizlik giderleri için 40.00 TL, elektrik, su ve telefon giderleri için 85.00 TL, ısınma giderleri için 135.00TL, ulaşım, sağlık, giyim ve diğer ihtiyaçları için 85.00 TL olmak üzere toplam 765.00 TL harcama yaptığı hesaplanmıştır. Bu rakamları 2013 yılına uyarlayıp güncellediğimiz zaman ortalama 844.00 TL olmaktadır. Bu rakam ise en düşük emekli aylığının %81’ine tekabül etmektedir. Gıda, yakıt, elektrik, ulaşım ve sağlık hizmetlerine yapılan yüksek oranlı zamları da dikkate aldığımızda 2012 yılında emeklilere yansıyan gerçek enflasyon yani fiyat artışları %24 olmuştur.
Bu gerçekler ortada iken emeklilerimizin aylıklarında 2012 yılında %8.1, 2013 yılının ilk yarısında %3,16 ve 2013 ikinci yarısında ise %4.0 oranında artış yapılmıştır.
Bu tespitler bize şu gerçeği göstermektedir; Genel Müdür unvanının dışında kalan tüm kamu çalışanı emeklileri yoksulluk sınırının altında, çok önemli bir kısmı ise açlık sınırında veya açlık sınırının altında emekli aylığı almaktadırlar. Milletvekili emeklileri ise 2012 yılında aylıklarına yapılan %45 oranındaki artıştan sonra (iki yıl milletvekilliği yapan emekliliğe hak kazanmaktadır) 7.200.00 TL emekli aylığı aldıklarını da belirtmeden geçemeyeceğim.
TÜRKİYEDE EMEKLİ OLMAK gerçeği bununla bitmemektedir. Bir sonraki yazımda emeklilerin sosyal yaşamlarını, sağlık sorunlarını, çektikleri sıkıntıları ve ne yapmamız gerektiği konusundaki önerilerimi açıklamaya çalışacağım. Yazımı ünlü şairimiz Tevfik Fikret’in “Yağma Sofrası” isimli bir şiirinden alıntı ile sonlandırmak istiyorum.
Sevgi ile kalın,dostça kalın.
Çok açsınız efendiler ,suratınızdan bellidir,
Yiyin hadi, yemezseniz yarına kalır mı, kim bilir!
Sizi çağıranlar bu sofraya, bakın nasıl böbürlenir?
Hakkınız bu, savaştınız, tamam, bu hak elde bir.
Yiyin efendiler yiyin, bu eğlenceli sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!”
Verir bu fukara memleket nesi var, nesi yok, hepsini,
Rahatını, sağlığını, içinin bütün ateşini,
Hadi, yuvarlayın, düşünmeyin harammıdır, helal mi,
Yiyin efendiler yiyin, bu iştah veren sofra sizin,
Doyuncaya, tıksırıncaya, patlayıncaya kadar yiyin!
Naci Başat
1965 Mezunu
DESYAD Genel Başkanı
Okunma Sayısı: 4756